Ana içeriğe atla

Ergenlik Dönemindeki Gençler

Anne Babalardan Gençlere Mektup var!
 
Ergenlik dönemindeysen kafanı kurcalayan ve ailenle paylaşmak istediğin bazı şeylerin olduğuna eminiz ama ailenle iletişim kurmanın her zaman o kadar da kolay olmadığını tahmin ediyoruz. Muhtemelen zaman zaman konuşmakta ve birbirinizi anlamakta zorluk yaşıyorsunuzdur.
Vücudun hızla büyüyüp gelişiyor, görünüşün değişiyor, kendini tanımaya çalışıyorsun, bazen iyi bazen kötü hissediyorsun, büyüyorsun… Sence ailen bu süreçten nasıl etkileniyor? Ailen sana bu konuda bir mektup yazsaydı nasıl bir mektup yazarlardı? Sana nelerden bahsederlerdi? Bu soruların cevabını bilmiyoruz ama bu seferlik onların yerine biz sana bir mektup yazdık, okuyacağını umuyoruz.
 
Canım,
Dünyamıza geldiğinde kalbimize daha önce hiç tatmadığımız bir sevgi getirdin. İlk sözcüklerini söylediğinde, ilk adımlarını attığında senin yanındaydık. Bir ara senin ne zaman büyüyeceğini düşünürdük, şimdi ise yılların hızla geçip gittiğini ve senin ne çabuk büyüdüğünü fark ediyoruz. Evet, bazen senin büyüdüğünü kabul etmekte zorlanıyoruz ve elinden tutup parka götürdüğümüz, okul çıkışlarında aldığımız, uyumadan önce kitap okuduğumuz küçük çocuk halini özlediğimiz zamanlar da oluyor ama büyüdüğünü görmek ve hayatının bir parçası olmak bizi sevindiriyor. Bunu sana çok sık söylemiyoruz ve belki tam olarak da hissettiremiyoruz ama her şeyden önce şunu hep hatırlamanı istiyoruz: Seni seviyoruz. Bizi çileden çıkarmana ramak kalsa da, bazen bizi kırsan da, bizi sevmediğini söylesen de biz seni seviyoruz. Kendinden ya da bizden şüphe ettiğin zamanlar olabilir; lütfen öyle zamanlarda bu mektupta yazanları anımsa.
Ergen olmak kolay değil, biliyoruz. Şaşırdın mı? Biz de aynı yoldan geçtik… Başka kimsenin bizim kadar sevmediğini, başka kimsenin bizim kadar üzülmediğini, kimsenin bizi anlamadığını sandığımız zamanlar oldu. Şimdi senin de vücudunda büyük değişiklikler oluyor, görünüşün değişiyor, cinsel gelişimin başladı. Ergenlik döneminde öyle yoğun değişimler yaşıyorsun ki bu yıllarının çalkantılı geçmesi oldukça normal.  Bunlar hiç geçmeyecek gibi gelebilir ama bize güven, büyük bir kısmı geçecek. Çocuk olarak girdiğin bu dönemden erişkin biri olarak çıkacaksın ve biz bunun için şimdiden sabırsızlanıyoruz. Bu geçiş döneminde desteğe ihtiyaç duyabilirsin, biz ne olursa olsun senin yanında olmaya çalışacağız, söz veriyoruz.
Evet, biz ergenlik döneminin ne denli zor olduğunu biliyoruz ama senin henüz bilmediğin bir şey var: Bir ergene ebeveynlik yapmak. Senin ergenlik dönemin bizim için de zorluklarla dolu. Sen her gün değişiyorsun ve bizim de bu değişikliklere ayak uydurabilmemiz gerekiyor. Aynı ritmi her zaman yakaladığımızı iddia edemeyiz ama inan elimizden geleni yapıyoruz. Sen kim olduğunu keşfetmeye çalışırken biz de karşımızdaki genci tanımaya çalışıyoruz. Bu genç kim? Nelerden hoşlanır? Gelecekte nasıl biri olmak istiyor? Güçlü ve zayıf yanları neler? Onu ne sevindirir? Ne yaparsak kırılır? Bunlar bizim kafamızı kurcalayan sorular ve cevaplarını bulmak hiç kolay değil. Bunu okumak şimdi seni sinir edecek muhtemelen ama ne kadar büyürsen büyü sen hep bizim çocuğumuz olarak kalacaksın.
Tamam, yine de kabul ediyoruz, artık çocuk değilsin ve bizim sana sanki hala çocukmuşsun gibi davranmayı bırakmamız gerekiyor. Bunu deniyoruz. Gerçekten deniyoruz. Aşık olacaksın, seveceksin, değer vereceksin, kalbin kırılacak, belki çok üzüleceksin. Mutluluktan havalara uçtuğun anlar da olacak, şaşkınlıktan ne yapacağını bilemediğin zamanlar da… Büyümeye devam ettikçe ve erişkinliğe yaklaştıkça, kendi hayatını yaşayacaksın. Bu fikre alışmaya çalışıyoruz. Yine de bazen öyle bir zaman geliyor ki karşımızda bir çocuk varmış gibi hissediyoruz. Bize ihtiyaç duyduğunu düşünüyoruz ama sen buna öfkeyle karşı çıkıyorsun. İtiraf etmemiz gerek; sen bize öfkeyle karşılık verdiğinde biraz kırılıyoruz ama kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalıştığını görmek için bazen bize bile karşı gelmeyi göze alman umut veriyor. Kendi kararlarını alabilen ve bunları uygulayabilen bir yetişkine dönüşeceğini umuyoruz.
Bu süreç bizim için de hiç kolay değil emin ol. Gençsin, kanın kaynıyor, merak ettiğin bir sürü şey var, denemeye can attığın şeyler var, macera arıyorsun, bazen tehlikeli sulara gözün kapalı atlayasın geliyor… Bunu izlemek bizim için öyle tedirgin edici ki… Seni sonsuza dek her şeyden korumamız imkânsız elbette ama hata yapmanı mümkün olduğunca önlemeye çalışıyoruz. Bazen ahkâm kesiyormuşuz gibi oluyor, öyle değil mi? Aslında elimizden geldiğince sana iyi örnek olmaya çalışıyoruz ama bazen bunun yeterli olmadığı durumlar olabiliyor; işte o zaman çareyi nasihat etmekte buluyoruz. İnsan bazı şeyleri başına gelmeden anlamıyor diyorlar ya, biz sen o hataları yapmadan ve canın yanmadan o yoldan vazgeç istiyoruz ama bu senin hayatın ve biz bir yere kadar müdahale edebiliriz. Bazı şeyleri gerçekleşmeden önleyebilirsin ama bazen de hayatın olumsuzluklarıyla ve bazı acılarıyla karşılaşman gerekebilir. Bir yola yalnız girsen de devamında yalnız yürümek zorunda olmadığını unutma, üstesinden gelmekte zorlandığın şeyler olursa bizden yardım isteyebilirsin.
Cesur ol, inatçı ol, kolay vazgeçmeyen biri ol ama mükemmel olma. Hiçbirimiz mükemmel değiliz, sen de mükemmel olmak zorunda değilsin. Her şeyi dört dörtlük yapamayabilirsin, zorlanabilirsin, tamamlayamayabilirsin; olsun, bunlar normal şeyler. Hepimiz sonradan pişman olduğumuz şeyler söyledik ya da yaptık, bazı şeyleri yarım bıraktık. Her şeyi başaramayabilirsin ama çaba gösterdiğin birçok şeyde başarıya ulaşabileceğini unutma. Denemekten vazgeçme. “Kızlar şunu şunu yapar, erkekler bunu yapar”lara takılma, içinden geleni yap. Yapabileceğinin en iyisini yap. Güçlü yönlerinin farkında mısın? Biz farkındayız. Bu güçlü yönlerini kullanabileceğin hedeflerin olsun istiyoruz, potansiyelini değerlendirmeni bekliyoruz. Kendine hedefler belirle ve bu hedefler için çaba göster. İnan bize, yıllar sonra geriye baktığında “Keşke o zaman biraz daha çaba gösterseydim.” demek pek hoş olmuyor.
Duyguların o kadar çok dalgalanıyor ki kendini lunaparktaki hız trenlerinden birindeymiş gibi hissediyor olabilirsin. O trendeyken ne iyi gelir, biliyor musun? Yanında birisinin olması. Gözlerinin içine bakabileceğin, birlikte çığlık atabileceğin, birlikte keyif alabileceğin birisinin senin yanında olması. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Farklı kişileriz ve her şeyi aynı şekilde deneyimleyemeyebiliriz ama yanında olmaya ve seni yanımızda hissetmeye ihtiyacımız var. Sevinçler paylaştıkça çoğalır derler ya, mutluluğumuzu seninle paylaşabilmek istiyoruz. Üzüldüğünde yanında olmayı deniyoruz. Üzüntünü bizimle paylaşırsan hafifleyebileceğini düşünüyoruz; bu yüzden bazen sorularımızla seni darlıyor ya da teselli cümlelerimizle kızdırıyor olabiliriz. “Amaan bunu mu dert ediyorsun, geçer bunlar boşver…” gibi teselliler senin kendini anlaşılmamış hissetmene neden oluyor olabilir; aslına bakarsan seni anlamaya çalışıyoruz fakat her zaman anlayamıyoruz ve bazen teselli etmeye
çalışmaktan başka bir şey yapamıyoruz.
 
Yaşıtlarınla takılmak sana iyi geliyor, değil mi? Arkadaşlarının olduğunu görmek, onlarla keyifli zaman geçirdiğini ve bir şeyler paylaştığını bilmek de bize iyi geliyor ama bu konuda bazı endişelerimiz var. Arkadaşlarını tanımak istiyoruz. Onlarla nasıl zaman geçirdiğini bilmek istiyoruz. Bu, senin özel hayatının olmadığı anlamına gelmiyor. Kişisel sınırlarını aşmak istemiyoruz ama sen hala bizim çocuğumuzsun ve güvende olduğundan emin olmak istiyoruz. Eğlenmek, gezmek tozmak, yeni insanlar tanımak isteyişini anlıyoruz ama sonradan pişman olacağın şeyler yapmandan ya da zarar göreceğin bir şeyler yaşamandan korkuyoruz. Bazı soruları seni önemsediğimiz için soruyoruz. Belki bu konuda seni biraz bunaltıyor olabiliriz… Lütfen arkadaşlarını iyi seç, olur mu? Senin üzülmeni ya da incinmeni izleyecek olanlarla değil senin için en iyisini dileyecek, senin yanında olmaktan keyif alacak, yardımına koşacak insanlarla arkadaş ol. Gerçek arkadaşlar seni istemediğin bir şeye zorlamaz ya da mecbur bırakmazlar. İyi arkadaşlar senin kurallarına ve kararlarına saygı duyarlar. İyi bir arkadaş ol. Arkadaşlarını sev, onları destekle, onları yargılamadan senin yanında kendileri gibi olmalarına müsaade et. Arkadaşlarının ve onlarla geçirdiğin zamanın kıymetini bil. Sen bir teknoloji çağı çocuğusun; bilgisayarlar, telefonlar, tabletler senin yaşamının ayrılmaz bir parçası, tamam, kabul ediyoruz ama sana bunlarla daha az zaman geçirmeni söylediğimizde sanki biz uzaylıymışız gibi bakmasan olmaz mı? Kim neredeymiş, kimin fotoğrafı kaç beğeni almış, hangi takım kazanmış vs. bunlar şu an ilgini çok çekse de gerçek insanlarla olan ilişkilerine yatırım yap, kim olduğunu bilmediğin sosyal medya figürleriyle olan ilişkilere değil. Hazır sosyal medya demişken bir de şu var: Lütfen teknolojinin hayatındaki güzellikleri gölgelemesine izin verme. Hayatını, vücudunu ya da güzelliğini ekranda gördüklerinle kıyaslama, onlar daha çok beğeni aldı diye üzülme. Kimseye benzemek ya da kimseninkiyle birebir aynı bir hayat yaşamak zorunda değilsin, kendini sev ve kendi hayatının tadını çıkarmaya çalış. Kendine iyi gelecek şeylere zaman ayır.
Senin kişiliğine, düşüncelerine, ilgi alanlarına, yeteneklerine, sınırlarına saygı duymaya çalışıyoruz; sen de kendine saygı duy ve başkalarının da sana saygı duyması gerektiğini bil. Kendine olan saygını sakın bir kenara atma. Senin kendi hayatını kontrol edebilmen, kendi ayakların üzerinde durabilmen için çaba gösteriyoruz; bu kontrolü bir başkasının eline verme ve kendine olan saygını azaltacak davranışlarda bulunma. Hayatının her alanında sınırların olsun. Hiçbir kız ya da erkek senin hayatını yönlendirmeyi hak etmiyor – bu bizim işimiz… Şaka, sadece şakaydı :) Bizim de öyle bir hakkımız yok. Şu ara biraz küstahsın ama kabul etmemiz gerekiyor ki bu küstahlığının da sevdiğimiz bir yanı var: Doğru olmadığını düşündüğün şeylere itiraz etmekten çekinmiyorsun ve hakkını araman bizim hoşumuza gidiyor. Haklarına sahip çık, kendini savun tabii ama belki tarzını biraz daha yumuşatsan fena olmaz :)
Bu birkaç yılın kolay geçeceğini söyleyemeyiz ama sana şunun garantisini verebiliriz: Bunun üstesinden beraber geleceğiz. Gerçi yatağını kendin toplasan, ödevlerini yapmayı unutmasan ya da bazen öfkene hakim olabilsen işler biraz daha kolaylaşabilirdi :) Yine de şunu bil: Ne olursa olsun, bizim sana olan sevgimiz değişmeyecek ve biz hep senin mutluluğunu istemeye devam edeceğiz. Farklı ve biricik olmak, iyi hissetmek ve dünyaya güzellik katmak için buradasın. Kendi hikayeni yaz. Başkalarının sesini taklit etme, kendi sesini bul. Sevildiğini bil. Her şeyi olabileceğin bu dünyada sen kendin ol.
Seni seven ailen.   ”
 
Kaynak : https://www.elikapsikoloji.com/?cocuk-ergen-danismanligi-8/ergenlik-donemindeki-gencler-238.html

 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuklarda OKB

Çocuğunda OKB Olan Ebeveynler için 5 Öneri Çocuğunda Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) Olan Ebeveynler için 5 Öneri   “Obsesif – Kompulsif Bozukluktan mustarip çocuğunuza nasıl ebeveynlik yapacağınız konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz? Çocuğunuzun mantıksız düşünceleri nedeniyle zorluk yaşadığını ya da tuhaf ritüeller gerçekleştirdiğini görmek oldukça üzücüdür. Nasıl tepki vermelisiniz? Kompulsif davranışlarını durdurması için ona nasıl yardımcı olabilirsiniz? Katı mı olmalısınız? Görmezden mi gelmelisiniz? … Çocuğunda Obsesif – Kompulsif Bozukluk (OKB) olan aileler için öneriler şöyle: Kendinizi ve çocuğunuzu Obsesif Kompulsif Bozukluk ( OKB ) hakkında bilgilendirin. … Çocuklar bana nasıl da saçma inançları olduklarını fısıldıyorlar. Onlara güven veriyorum ve çekinerek daha fazlasını anlatıyorlar. Köşelere dokunmak, kafalarında saymak ya da ne zaman kötü bir şey düşünseler ellerini yıkamak zorunda olduklarını söylüyorlar. Tuhaf düşünceleri yüzünden özür diliyorlar v...

Panik Atak ve EMDR

Panik Atak ve EMDR Gerçek bir korku faktörü olmamasına rağmen, kişinin ansızın sebebini anlayamadığı yoğun korku, dehşet duyguları yaşamasına Panik Atak denmektedir. Bir çeşit yanlış alarm tepkisinden söz edilebilir. Panik Atak ve Işık Hızında İyileşme için EMDR Terapisi! Gerçek bir korku faktörü olmamasına rağmen, kişinin ansızın sebebini anlayamadığı yoğun korku, dehşet duyguları yaşamasına  Panik Atak  denmektedir. Bir çeşit yanlış alarm tepkisinden söz edilebilir. Beklenmedik olması ciddi kaygı yaratır. Daha sonrasında panik atak yaşama beklentisi ile kişide kaçma, kaçınma tepkileri ortaya çıkar. Hayat kalitesi düşer. İşlevsellik azalır. Panik Atak Terapisi için; danışanın geçmişi, ilk panik atağın ne zaman ve nasıl başladığı detaylı incelenir. İlk panik atak yaşandığı sırada nasıl tepki verildiği, ne düşünüldüğü, nasıl davranıldığı, öncesinde ve atak sonrasında nelerin olduğu araştırılır. Kişinin yaşadığı ilk panik atağa nasıl anlamlar yüklediği, nasıl açıkla...

Meryem Gül Eren kimdir?

Psikolog Meryem Gül Eren – Aile / Çift / Yetişkin / EMDR Terapisti Depresyon, (ergenlik, hamilelik, doğum sonrası ve yaşa bağlı depresyonlar) Travma sonrası Stres Bozuklukları Obsesif Kompulsif Bozukluklar (mükemmelliyetçilik, titizlik, takıntılı bozukluklar Panik Atak Kaygı-endişe Bozuklukları (Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Bipolar Bozukluklar, Fobik Bozukluklar) Menapoz, emeklilik, yaşlanmaya bağlı krizler, sorunlar Boşanma danışmanlığı Kürtaj ve istenmeyen gebeliklere bağlı sorunlar Evlilik içi krizler Ölüm, yas danışmanlığı Aldatma, aldatılmaya bağlı sorunlar Gelin kaynana gibi köken aile ile yaşanan sorunlar Çocukluk-ergenlik dönemlerinde yaşanmış travmalar Ani gelişen travmatik olaylar Stresle baş etme Borderline, Narsistik kişilik sorunları Bilgisayar, internet bağımlılığı Evlilik Öncesi Danışmanlığı İletişim, sorun çözme, para yönetimi, geniş aile ile olan ilişkileri düzenleme Aile içi cinsel istismar başlıca çalışma alanlarını oluştrumaktadır. AYRINT...